Elektrik Piyasasında Gerçek Zamanlı Dengeleme Mekanizması
Giriş
Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (“TEİAŞ”) tarafından verilen yük alma ve yük atma talimatları ve elektrik piyasası katılımcılarının gerçek zamanlı dengeleme kapsamındaki yükümlülükleri genellikle elektrik kesintileri, arızalar ve/veya idari soruşturmalar ardından gündeme gelen konulardır. Nitekim ağustos ayının ortasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (“EPDK”) 66 adet elektrik üretim şirketinden 2020 – 2024 yılları arasında verilen yük atma ve/veya yük alma talimatlarına uyulmamasının nedenlerine ilişkin bilgi talep ettiğine ilişkin haberler çeşitli mecralarda yayınlandı ve kamuoyunun bilgisine sunuldu.
Elektrik piyasasında yaşanan bu yeni gelişme ışığında, bu hukuk postası yazısında elektrik piyasasında gerçek zamanlı dengeleme mekanizmasının hukuki çerçevesi ele alınacaktır.
Dengeleme Mekanizmasına Genel Bakış
Elektriğin ve elektrik şebekesinin doğası gereği elektrik üretim ve tüketimin sürekli olarak bir dengede seyretmesi gerekir. Bu dengenin sağlanamaması durumunda ise kesintiler ve arızalar yaşanabilir. Bu nedenle, elektrik piyasasının düzenlenmesine ilişkin mevzuat hükümlerinde bu dengenin sağlanabilmesini hedef tutan çeşitli mekanizmalar bulunur. Bu mekanizmaların niteliği, gerçek zamana yaklaşıldıkça farklılık arz etmektedir. Hakikaten, 14.04.2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nin (“DUY”) 5’inci maddesine göre dengeleme mekanizması şunlardan oluşur: (i) vadeli elektrik piyasası, (ii) ikili anlaşmaları tamamlayıcı nitelikteki gün öncesi piyasası, (iii) gün içi piyasası ve (iv) gerçek zamanlı dengeleme.
Gerçek zamanlı dengelemeye kadar söz konusu olan aşamalar, piyasa katılımcılarına kendi üretim ve tüketimlerini dengeleme imkânı tanımaktadır. Bu yazıda ele alınan gerçek zamanlı dengeleme ise TEİAŞ tarafından aktif elektrik enerjisi arz ve talebini gerçek zamanlı olarak dengede tutmak amacıyla yürütülen faaliyetler olarak tanımlanmaktadır.
Gerçek Zamanlı Dengeleme Mekanizması
Gerçek zamanlı dengeleme kapsamında yürütülecek faaliyetler 28.05.2014 tarihli ve 29013 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Şebeke Yönetmeliği’nde (“Şebeke Yönetmeliği”) tanımlanır.
Gerçek zamanlı dengelemenin esasları Şebeke Yönetmeliği m.112’de düzenlenmektedir. Hükmün ikinci fıkrasına göre gerçek zamanlı dengeleme faaliyetleri; (i) primer frekans kontrol hizmeti ve sekonder frekans kontrol hizmeti, (ii) dengeleme güç piyasası kapsamındaki yük alma ve yük atlama işlemleri ve (iii) acil durum önlemleri aracılığıyla gerçekleştirilir[1]. Şebeke Yönetmeliği m.112’de sayılmamakla birlikte, mevzuata yeni dahil edilen sınırlı frekans hassasiyet modu hizmeti de gerçek zamanlı dengeleme kapsamında değerlendirilebilir. Bu faaliyetlerden bazılarına katılım takdiri olmakla birlikte, bazıları için zorunludur.
Primer Frekans Kontrolü ve Sekonder Frekans Kontrolü
Primer frekans kontrolü ve sekonder frekans kontrolü Şebeke Yönetmeliği’nde tanımlanmış birer yan hizmettir[2]. Mevzuatın güncel hali bakımından primer ve sekonder kontrol hizmetlerinin zorunlu hizmetler olmadığını, bunların gönüllülük esasına dayandığını belirtmek gerekir. Önceki yönetmelikte bu hizmetlerin sunulması belirli tesisler için zorunlu iken, 26.11.2017 tarihli ve 30252 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliği (“Yan Hizmetler Yönetmeliği”) ile bu durum değiştirilmiştir.
Yan Hizmetler Yönetmeliği uyarınca primer frekans kontrolü ve sekonder frekans kontrolü hizmetleri, bu hizmetlerin sunulmasına ilişkin olarak TEİAŞ’ın hazırladığı standart piyasa katılım anlaşmalarını imzalamış bulunan tüzel kişiler tarafından sağlanır[3]. Şayet piyasa katılımcıları bu hizmetlerin sunulmasına ilişkin bir yan hizmet anlaşması akdederse, bu anlaşma hükümlerine göre hizmet sunmakla yükümlü olmaktadır[4].
Primer frekans kontrolü, sistem frekansının düşmesine veya yükselmesine tepki olarak yan hizmet biriminin aktif çıkış gücünün otomatik artırılması veya düşürülmesi yoluyla sistem frekansının yeni bir denge noktasına getirilmesidir[5]. Sekonder frekans kontrolü ise, aktif güç çıkışının Milli Yük Tevzi Merkezi (“MYTM”) tarafından otomatik olarak gönderilen sinyaller ile artırılarak veya düşürülerek sistem frekansının olması gereken değere getirilmesi faaliyetini ifade eder[6]. Primer frekans kontrolü ile sekonder frekans kontrolü birebirlerini tamamlayıcı faaliyetlerdir. Özetle ifade etmek gerekirse, elektrik şebekesinde üretim ve tüketim arasında bir fark oluşması durumunda şebeke frekansında meydana gelen sapma primer frekans kontrolü ile dengelenir. Sekonder frekans kontrolü ise, sistem frekansını nominal değerine (50 Hz) getirmeyi amaçlar.
Primer ve sekonder frekans kontrolü hizmeti sunacak tüzel kişiler Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 13 ve m. 21’de tanımlanan primer ve sekonder frekans kontrol tedarik süreçleri neticesinde seçilir. Bu şekilde seçilen tüzel kişiler, ilgili dönemde yükümlendikleri frekans kontrol rezerv miktarını emre amade tutmak ve Şebeke Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri çerçevesinde primer / sekonder frekans kontrol tepkisi vermek suretiyle hizmet sağlarlar. Bu şekilde hizmet sağlayan tüzel kişilere, Yan Hizmetler Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda belirlenen kapasite bedeli ödenir.
Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 13 uyarınca primer frekans kontrol hizmeti, m. 21 uyarınca sekonder frekans kontrol hizmeti sunmayı üstlenmiş olan tüzel kişilerin bu hizmeti yerine getirmediklerinin tespit edilmesi durumunda, kapasite bedeli ödenmez ve primer frekans kontrolü için m. 30, sekonder frekans kontrolü için m. 31’de belirlenen yerine getirmeme bedelleri uygulanır.
Sınırlı Frekans Hassasiyet Modu
Yan Hizmetler Yönetmeliği’nde 17.12.2024 tarihinde yapılan bir değişikle birlikte, sınırlı frekans hassasiyet modu yeni bir yan hizmet olarak mevzuata dahil edilmiştir. Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 8/8 uyarınca 01.01.2025 tarihinden sonra elektrik üretim lisansı almış üretim tesislerinin sınırlı frekans hassasiyet modu testi yaptırması zorunludur. Sınırlı frekans modu hassasiyet modu hizmetine katılmakla yükümlü olanların TEİAŞ ile buna ilişkin bir yan hizmet anlaşması yapması gerekmektedir. Yan Hizmetler Yönetmeliği m.31/A hükmüne bakıldığında, bu hizmete ilişkin esasların TEİAŞ tarafından hazırlanacak yan hizmet anlaşmasına yer alacağı anlaşılır. Geçici madde 9 uyarınca TEİAŞ, bu yan hizmet anlaşmasını hazırlayıp 01.12.2025 tarihine kadar EPDK’ya sunacaktır.
Dengeleme Güç Piyasası Kapsamındaki Yük Alma ve Yük Atma Talimatları
Dengeleme güç piyasası TEİAŞ tarafından işletilmekte olan bir toptan elektrik piyasasıdır. Bu piyasadaki faaliyetlerin amacı, elektrik enerjisine ilişkin arz ve talebin gerçek zamanlı olarak dengelenmesidir[7]. Dengeleme birimi olma koşullarını sağlayan en az bir uzlaştırmaya esas veriş-çekiş birimine sahip piyasa katılımcıları, dengeleme güç piyasasına katılmak zorundadır[8]. Bu nedenle, lisanslı elektrik üretim tesislerine sahip tüzel kişilerin dengeleme güç piyasasına katılması yükümlülüğü bulunur[9].
Gün öncesi piyasasının tamamlanmasının ardından piyasa katılımcılarının dengeleme güç piyasası kapsamındaki teklif süreci başlar. Piyasa katılımcılarının sunacakları bu tekliflerde, ilgili dengeleme birimlerine ait teknik olarak gerçekleştirilebilecek tüm kapasitelerini teklif olarak sunmaları gerekir[10]. Başka bir ifadeyle, elektrik üretim tesislerinin gün öncesi piyasası, ikili anlaşma, primer frekans kontrolü ve sekonder frekans kontrolü dışında kalan tüm emre amade kapasitesini dengeleme güç piyasasında yük alma kapasitesi olarak sunması gerekmektedir.
Piyasa katılımcıları, gerçek zamanlı dengeleme kapsamında MYTM tarafından kendilerine verilen talimatlara uymakla yükümlüdür. Şayet talimat teknik gereklilikler sebebiyle yerine getirilemeyecekse MYTM’ye ve/veya Bölgesel Yük Tevzi Merkezi’ne (“BYTM”) durumu haber vermekle yükümlüdür[11]. Talimatlar yerine getirilmediği takdirde, DUY’un ilgili maddeleri uyarınca hesaplanan bedeller talimatı yerine getirmeyen piyasa katılımcısına yansıtılır[12]. Piyasa katılımcıları, kendilerine gönderilen talimatları kabul edilebilir geçerli bir sebep olmaksızın yerine getirmediği takdirde TEİAŞ bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını yazılı olarak ihtar eder. İhlallerin devam etmesi durumunda, TEİAŞ bir rapor düzenleyerek durumu EPDK’ya bildirir. EPDK tarafından yapılacak incelemede bir ihlal tespit edilmesi durumunda, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (“Kanun”) m. 16 hükmünde düzenlenen yaptırımlar uygulanır.
Acil Durum Önlemleri
Acil durum önlemleri, elektrik şebekesinin frekansının kritik veya kararsız işletme koşulları[13] oluşturacak seviyelere gelmesi veya Şebeke Yönetmeliği’nde belirlenen gerilim sınırları dışında aşırı gerilim düşmelerinin oluşması durumunda başvurulan yöntemlerdir. Şebeke Yönetmeliği’ne göre bu yöntemler: Üretim faaliyeti gösteren kişilere acil durum bildirimi yapılması, Yan Hizmetler Yönetmeliği kapsamında anlık talep kontrolü hizmeti sağlanması, otomatik olarak düşük frekans röleleri ile talebin kesilmesi ve TEİAŞ tarafından kesinti / kısıntı uygulanmasıdır[14].
Acil durum önlemlerine tâbi olan taraflar TEİAŞ, dağıtım şirketleri, serbest tüketiciler, üretim lisansı sahibi tüzel kişiler ve iletim seviyesinden bağlı olan lisanssız elektrik üretim tesisi sahipleri[15] olarak tanımlanmıştır. MYTM veya BYTM tarafından gönderilecek acil durum talimatlarının, dengeleme güç piyasasında sunulan tekliflerle uyumlu olması şartı aranmaz[16]. Zira acil durum talimatları, ticari bir faaliyetten ziyade sistem güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla verilmektedir. Kendilerine acil durum talimatı gönderilen kullanıcıların bu talimatları yerine getirmeleri gerekmektedir. Şayet, kullanıcılar bu talimatları yerine getiremeyecek durumda ise, gecikmeksizin MYTM ve/veya BYTM’yi durumdan haberdar etmeleri gerekir.
Bir diğer acil durum önlemi anlık talep kontrolüdür. Bu önlemin muhatabı Yan Hizmetler Yönetmeliği kapsamında, anlık talep kontrol hizmeti veren tüketim tesisleridir. Bu hizmete gereksinim duyulması durumunda TEİAŞ, bu tüketim tesislerinin elektrik tüketimini anlık talep kontrolü röleleri vasıtasıyla kesebilir[17].
Sistem frekansı düşmeye devam ettiği takdirde TEİAŞ elektrik talebini düşük frekans röleleri vasıtasıyla zorunlu olarak kesme yetkisine sahiptir[18]. Son tahlilde, sistem oturmasının engellenmesi amacıyla planlı / plansız zorunlu kesinti uygulaması yapılabilir.
Sonuç
Elektrik piyasasında gerçek zamanlı dengeleme mekanizması, sistem güvenliğinin ve arz-talep dengesinin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir. EPDK'nın 2020 - 2024 dönemine ilişkin olarak başlattığı soruşturma, bu yükümlülüklere uyulmamasının hukuki neticeleri konusuna tekrar dikkat çekmiştir. Hakikaten, mevzuat çerçevesinde TEİAŞ'ın gerçek zamanlı dengeleme faaliyetleri kapsamında verdiği talimatların yerine getirilmemesi hem teknik hem de hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. Piyasa katılımcılarının bu yükümlülüklerini yerine getirmeleri, elektrik arz güvenliğinin korunması, piyasanın etkin işleyişi ve yaptırım riskinin azaltılması açısından hayati önem taşımaktadır.
- Şebeke Yönetmeliği m. 112 hükmünde bekleme yedeği hizmetinden de söz edilmekle birlikte, bekleme yedeği hizmeti 26.11.2017 tarih ve 30252 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan değişiklik ile Şebeke Yönetmeliği ve DUY kapsamından çıkarılmıştır.
- Şebeke Yönetmeliği m. 104.
- Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 16/1 ve m. 24/1.
- Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 7/2 hükmüne bakıldığında ilgili mevzuat hükümleri dolayısıyla yan hizmet sunma yükümlülüğünden bahsedildiği görülmekle birlikte, primer ve sekonder frekans kontrolü hizmetleri sunma konusunda yükümlülük getiren bir mevzuat bulunmamaktadır.
- Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 4/1-mm.
- Yan Hizmetler Yönetmeliği m. 4/1-üü.
- DUY m. 4/1-ş.
- DUY m. 19/1.
- Belirli özelliklere sahip elektrik depolama tesisleri de, bunların adına kayıtlı bulunduğu piyasa katılımcısı tarafından talep edilmesi ve TEİAŞ tarafından uygun bulunması halinde dengeleme birimi niteliğine sahip olmaktadır. (DUY m. 22/2-a)
- DUY m.67/1-c.
- DUY m. 71/A.
- DUY m. 102/A ve m. 105/a.
- Şebeke Yönetmeliği m. 63/1 hükmünde tarif edilmektedir.
- Şebeke Yönetmeliği m. 63.
- Lisanssız üretim tesislerine ilişkin açıklamalar için Bkz. Rüştü Mert Kaşka, Lisanssız Elektrik Üretim Tesislerini İlgilendiren Önemli Değişiklikler (https://www.erdem-erdem.av.tr/bilgi-bankasi/lisanssiz-elektrik-uretim-tesislerini-ilgilendiren-onemli-degisiklikler, Erişim Tarihi: 04.09.2025).
- DUY m. 75, Şebeke Yönetmeliği m. 65.
- Şebeke Yönetmeliği m. 66.
- Şebeke Yönetmeliği m. 67.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Türkiye’nin enerji sektöründe yaşanan dönüşüm, hukuki düzenlemelerin de aynı hızda güncellenmesini gerektirir. Yenilenebilir kaynakların payını artırmak, arz güvenliğini güçlendirmek, yatırım süreçlerini hızlandırmak ve çevre ile uyumlu şekilde faaliyet yürütmek gibi hedefler, son dönemde önemli mevzuat...
Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği (“LUY”) hükümlerinde lisanssız (lisanstan muaf) elektrik üretim santrallerine ilişkin olarak yapılan “küçük ölçekli üretim” vurgusuna rağmen, özellikle son üç yılda küçük ölçekli olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan çok sayıda lisanssız elektrik...
Yenilenebilir kaynakların enerji üretimindeki payının artırılması, elektrik sistemini etkileyebilecek hususların öngörülebilirliğini ve sistemin esnekliğini azaltır. Bu durumu dengelemek için, bu defa talep tarafından ilave bir esnekliğin sağlanması gerekir...
Fiziksel elektrik ticaretinde elektrik enerjisinin ölçümü başta (i) fiilen teslim edilen ve teslim alınan elektrik enerjisi miktarının belirlenmesi, (ii) elektrik üretim ve tüketim miktarlarının önceden tahmin edilmesi, (iii) tarafların elektrik tedariki için ödeyecekleri bedelin belirlenmesi ve (iv) elektrik şebekesinin gerçek zamanlı olarak dengelenmesi olmak üzere çeşitli açılardan çok önemli bir rol oynamaktadır...
Ülkemiz elektrik piyasası, özellikle 2022 yılı içerisinde çalkantılı bir dönem geçirdi. Elektrik üretiminde kullanılan emtia fiyatlarında meydana gelen hızlı artışlar, tüketicilerin korunması ve arz güvenliğinin temin edilmesi için bazı önlemler alınması gerekliliğini ortaya çıkardı. Bu amaçla alınan önlemlerden birisi ise...
Elektrik depolama faaliyetlerine ilişkin ilk düzenlemelere 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda (“EPK” veya “Kanun”) yer verilmişti. Bunu takiben, Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği (“Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği”) 09.05.2021 tarihli ve 31479 sayılı Resmî Gazete’de...
Bilindiği üzere, 6446 sayılı yeni Elektrik Piyasası Kanunu (“EPK” veya “Kanun”) 30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. EPK’nın yürürlüğe girmesinin ardından Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin (“Yönetmelik”) de 2 Kasım 2013 tarihli ve 28809 sayılı Resmi...
Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik’te değişiklik yapmıştır. Bu bağlamda EPDK, üç farklı değişiklik taslağını 15.05.2015, 26.10.2015 ve 26.11.2015 tarihlerinde kamu görüşüne sunmuştur. Sonuç itibariyle, EPDK, hükümler hakkındaki...
Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde (“Yönetmelik”), 31920 sayılı 11.08.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik (“Değişiklik Yapan Yönetmelik”) ile bazı esaslı değişiklikler yapıldı...
Binalar ve yerleşmelerin doğal kaynakları ve enerjiyi verimli kullanarak çevreye olan olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla hazırlanan Binalar ile Yerleşmeler İçin Yeşil Sertifika Yönetmeliği (“Yönetmelik”) 12.06.2022 tarihli ve 31864 sayılı Resmî Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe girdi...
Elektrikli araçların hızla yaygınlaşması karşısında, şarj hizmeti sunulmasına ilişkin hukuki altyapının kurulması konusunda girişimlerin hız kazandığı görülür. 21.12.2021 tarihinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (“EPK”) değiştirilerek şarj hizmetleri yeni bir piyasa...
Günümüzde teknolojinin evirildiği noktada farklı kaynaklardan elde ettiğimiz enerjiyi, en yaygın olarak elektrik enerjisi biçiminde kullanıyoruz. Nitekim elektrik, aktarım ve farklı enerji biçimlerine dönüşüm kolaylığı ile gündelik hayatta ihtiyaç duyduğumuz işleri yapmak için ideal bir enerji formudur...