İmtiyazların Kaldırılmasına İlişkin Esaslar Tebliği
Giriş
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun[1] (“Sermaye Piyasası Kanunu”), 28’inci maddesine (İmtiyazlı Paylar) göre Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“Kurul”) belirlediği esaslar çerçevesinde finansal tablolarına göre üst üste beş yıl dönem zararı eden halka açık ortaklıklarda oy hakkına ve yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazlar, Kurul kararı ile kalkar. İlgili düzenlemenin kanunun yürürlük tarihi olan 30 Aralık 2012’te yürürlüğe girmesine rağmen, Kurul söz konusu hükmün usul ve esaslarına ilişkin bir düzenleme yapmamıştı. Buna kapsamda, Kurul, Oy Hakkına ve Yönetim Kurulunda Temsil Edilmeye İlişkin İmtiyazların Kaldırılmasına İlişkin Esaslar Tebliği (II-28.1) (“Tebliğ”) hazırladı. Tebliğ, 10 Ocak 2020 tarih ve 31004 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İşbu makalede; Tebliğ ile detaylandırılan imtiyazların kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar ele alınacaktır.
Tebliğ’in Amacı ve Kapsamı
Tebliğ’in amacı, mevzuata uygun olarak hazırlanmış finansal tablolarına göre üst üste beş yıl dönem zararı eden halka açık ortaklıklarda oy hakkına ve yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazların kaldırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Düzenlemenin kapsamına giren imtiyazlar da yine Tebliğ altında tanımlandı. Oy hakkına ilişkin imtiyaz; Türk Ticaret Kanunu’nun[2] (“TTK”) 479’uncu maddesinin (Oyda İmtiyazlı Paylar) birinci fıkrasına göre eşit itibarî değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek tanınır. Tebliğ kapsamında yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyaz ise TTK’nın 360’ıncı maddesinin (Belirli Grupların Yönetim Kurulunda Temsil Edilmesi) birinci fıkrasında tanımlandığı şekliyle kabul edilir. Buna göre, belirli pay gruplarına, özellik ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine ve azlığa yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınır. Bu şekilde yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınan paylar imtiyazlı sayılır.
İmtiyazlı payların kamu kurum ve kuruluşlarına ait olması hâlinde gerek Sermaye Piyasası Kanunu gerekse de Tebliğ hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenir. Tebliğ’in 10’uncu maddesine (İstisna) göre imtiyazlı payların bir kısmının kamu kurum ve kuruluşlarına bir kısmının ise diğer kişilere ait olması durumunda da ilgili istisna sadece kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan imtiyazlı paylar için uygulanacak ve diğer imtiyazlı payların imtiyazları Kurul kararı ile kaldırılabilecektir.
İmtiyazların Kaldırılması
Sermaye Piyasası Kanunu ile Tebliğ uyarınca, mevzuata uygun olarak hazırlanmış finansal tablolarına göre üst üste beş yıl dönem zararı eden halka açık ortaklıklarda, oy hakkına ve yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazlar Kurul kararı ile kalkar.
Makul ve Zorunlu Hâller
Finansal tablolarına göre üst üste beş yıl dönem zararı eden ortaklıklarda söz konusu zarara neden olan olay faaliyetlerinin makul ve zorunlu kıldığı hâllerden kaynaklanıyorsa imtiyazlar kaldırılmayabilir. Tebliğ’in 6’ıncı madde (Faaliyetlerin Makul ve Zorunlu Kıldığı Haller Nedeniyle Muafiyet) hükmüne göre üst üste beş yıl dönem zararı eden halka açık ortaklıklar, beşinci hesap dönemine ait finansal tablolarını kamuya açıkladıkları tarihten itibaren 20 iş günü içinde varsa söz konusu beş hesap döneminin tamamında ya da herhangi birinde dönem zararına neden olan faaliyetlerinin makul ve zorunlu kıldığı hallere ilişkin açıklamalarını Kurul’a iletir. İlgili açıklamaları Kurul değerlendirir. Kurul değerlendirmesini yaparken ortaklıkların yönetiminin kontrolü dışında gelişen, ekonomiyi, sektörü ya da şirketi etkileyen olumsuzluklar ve benzeri durumları da gözetir. İlgili kuralın uygulanmasında, özellikle son dönemdeki ekonomik olaylar nedeniyle ortaklıkların içinde bulunduğu finansal zorluklara ilişkin Kurul’un yaklaşımı önem arz edecektir.
Sürenin Başlangıcı
İlgili beş yıllık süre, halka açık ortaklık statüsünün kazanıldığı yıldan sonra başlayan ilk yıllık hesap dönemi itibarıyla başlar. Sermaye Piyasası Kanunu’nun yürürlük tarihi itibarıyla halka açık olan ortaklıklar içinse, Tebliğ, geçici madde 1’e (Geçiş Süreci) göre beş yıllık süre (i) hesap dönemi takvim yılı olan halka açık ortaklıklar için 31 Aralık 2013 tarihinde sona eren hesap dönemi, (ii) özel hesap dönemine sahip olan halka açık ortaklıklar için 2014 yılı içinde sona eren yıllık özel hesap dönemi itibarıyla başlar.
Finansal Tablolar
Tebliğ’in 5’inci maddesine (Finansal Tablolara İlişkin Esaslar) göre ortaklığın bağımsız denetime tabi olması durumunda, dönem zararının tespitinde dikkate alınacak finansal tablolar bağımsız denetimden geçmiş kamuya açıklanan finansal tablolardır. Konsolide finansal tablo hazırlama yükümlüğü bulunan halka açık ortaklıklar için konsolide yıllık finansal tablolar, konsolide finansal tablo hazırlama yükümlüğü bulunmayan ortaklıklar için ise bireysel yıllık finansal tablolar esas alınır. Dönem zararının konsolide finansal tablolarda “ana ortaklığa ait dönem zararı”, bireysel finansal tablolarda ise “dönem zararı” olarak raporlanan dönem zararını ifade ettiği açıklığa kavuşturulmuştur.
İmtiyazların Kaldırılmasının Sonuçları
Kontrol Değişikliği Olması Durumunda Pay Alım Teklifi Yükümlülüğü
Pay Alım Teklifi Tebliği (II-26.1)[3] uyarınca, diğer durumların yanı sıra, herhangi bir kişi veya birlikte hareket ettiği kişiler tarafından, hedef ortaklığın sermayesini temsil eden paylarının kısmen veya tamamen iktisap edilmesi suretiyle yönetim kontrolünün elde edilmesi halinde, hedef ortaklığın sermayesini temsil eden diğer paylarını elinde bulunduran tüm pay sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde pay alım teklifi yapılması zorunludur. Tebliğ kapsamında oy hakkına ve/veya yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazların kaldırılmasına ilişkin Kurul kararı sonucunda, ilgili ortaklıkta mevcut oy haklarının yüzde ellisinden fazlasına sahip olunması nedeniyle yönetim kontrolünün elde edilmesi, pay alım teklifinde bulunma yükümlülüğünün doğmadığı hallerden biri olarak kabul edilir. Dolayısıyla, imtiyazların kaldırılması sonucunda yönetimde meydana gelecek bir kontrol değişikliğinde pay alım teklifi yapma zorunluluğu doğmayacaktır.
İmtiyazların Kaldırılmasına İlişkin Kurul Kararından Sonra İzlenecek Prosedür
Kurul’un imtiyazların kaldırılmasına karar vermesi durumunda, karar tarihi itibariyle söz konusu imtiyazlar kullanılamaz ve ortaklığın esas sözleşmesinde yer alan aksine hükümler uygulanamaz. Bu kapsamda, Kurul kararının ilgili ortaklığa bildirimini takip eden azami iki ay içinde ilgili ortaklıklarca esas sözleşmede gerekli değişiklikleri yapmak üzere Kurul’a başvuruda bulunulması ve yapılacak ilk genel kurul toplantısında Kurulun uygun görüş verdiği esas sözleşme değişikliklerinin genel kurul gündemine alınması zorunludur.
Esas sözleşme değişikliğine ilişkin Kurul’a süresi içinde başvuruda bulunulmaması veya genel kurul gündeminde esas sözleşme değişikliğine yer verilmemesi durumunda, esas sözleşme değişikliklerinin ortaklık genel kurulunda görüşülmesini teminen, Kurul genel kurul gündemine ilgili maddeyi ekletir.
Tebliğ ile getirilen düzenleme oy hakkına ve yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazların kaldırılmasına yönelik olup, Kurul tarafından herhangi bir şekilde Tebliğ kapsamına girecek şirketlere kayyum ve/veya yönetim kurulu üyesi atanmasına dönük değildir[4].
İmtiyazların kaldırılması karşılığında herhangi bir menfaat temin edilemez. Kurul, Merkezi Kayıt Kuruluşu’na söz konusu payların Kurul karar tarihi itibariyle imtiyazsız pay statüsüne dönüştürülmesinin sağlanması amacıyla bildirimde bulunur. Kurul ayrıca imtiyazların kullanılmasını önlemek için kararını Ticaret Bakanlığı’na bildirir.
Sorumluluk
Tebliğ’in 11’inci maddesi (Sorumluluk) uyarınca ortaklıkların Tebliğ’de düzenlenen usul ve esaslara uyumundan ortaklıkların yönetim kurulları sorumludur. Kurul kararıyla imtiyazların kaldırılmış olması halinde, genel kurul toplantısında esas sözleşmenin gerçek duruma uygun hale getirilmesi yönünde karar alınması zorunludur.
Sonuç
Sermaye Piyasası Kanunu’nda yer alan faaliyetlerinin makul ve zorunlu kıldığı hâller saklı kalmak kaydıyla, üst üste beş yıl zarar eden ortaklıklarda oy hakkına ve yönetim kurulunda temsil edilmeye ilişkin imtiyazların Kurul tarafından kaldırılmasına ilişkin hükmün usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla Kurul Tebliğ’i çıkartmıştır. Tebliğ ile getirilen ve yenilik teşkil eden usul ve esaslar arasında, Kurul kendisine bildirilen ve zarara neden olan faaliyetlerinin makul ve zorunlu kıldığı halleri incelerken ortaklıkların yönetiminin kontrolü dışında gelişen, ekonomiyi, sektörü ya da şirketi etkileyen olumsuzluklar ve benzeri durumları da gözeterek değerlendirmesini yapar. Kurul’un imtiyazların kaldırılmasına karar vermesi durumunda, karar tarihi itibariyle söz konusu imtiyazlar kullanılamaz ve ortaklığın esas sözleşmesinde yer alan aksine hükümler uygulanmaz. Ortaklık iki ay içinde esas sözleşmede gerekli değişiklikleri yapmak üzere Kurul’a başvuruda bulunur ve ilk genel kurul toplantısında gündemine alır.
[1] 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, RG, S. 28513, 30.12.2012.
[2] 6102 Sayılı Türk Ticart Kanunu, RG, S. 27846, 14.02.2011.
[3] Halka Açık Ortaklıklarda Gönüllü ve Zorunlu Pay Alım Teklifinde Bulunulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Pay Alım Teklifi Tebliği, RG, S. 28891, 23.01.2014.
[4] Sermaye Piyasası Kurulu, 10 Ocak 2020 tarihli duyuru, https://www.spk.gov.tr/Duyuru/Dosya/20200110/0 (Erişim tarihi: 28 Ocak 2020).
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Avrupa Birliği (“AB”) bünyesinde sermaye piyasalarını daha cazip hale getirmek ve şirketlerin halka arz süreçlerini kolaylaştırmak amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 8 Ekim 2024 tarihinde yeni bir mevzuat paketi olan Listing Act kabul edilmiştir. Listing Act, AB İzahname Tüzüğü (EU Prospectus Regulation)...
Kripto varlıklar, son yıllarda finansal piyasaların önemli bir parçası haline geldi ve artan yatırımcı ilgisiyle birlikte ilgili düzenleyici çerçeve geliştirildi. Bu kapsamda gerek 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda (“SPKn”) yapılan değişiklikler gerekse Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“SPK”) 2024 yılında...
Yeni girişimler ve bu kapsamda start-up şirketleri uzun bir süredir, ekonomik hayatın önemli bir oyuncusu konumundadır. Özellikler yeni teknolojiler, yaratıcı fikirler konusunda, yerleşik ve büyük yapılar yerine, yeni girişim ve bireylerin şahsi katkılarının daha çok ortaya konabildiği yapılar gelişim için büyük katkı...
İnternet sitesi, şirketlerin şeffaf yönetim anlayışını güçlendiren, pay sahipleri, şirket alacaklıları, şirket ile birlikte faaliyet yürütenler gibi şirket paydaşlarının şirkete ilişkin önemli bilgilere hızlı ve doğru şekilde ulaşmalarını sağlayan en önemli araçlardan biridir...
Kripto varlıklar, blockchain teknolojisinin ortaya çıkışıyla birlikte finansal sistemde önemli bir değişim yaratmıştır. Bu varlıkların merkezi olmayan yapısı ve dijital doğası, geleneksel finansal sistemlerin dışında yeni bir yöntem sunmuştur...
Amerika Birleşik Devletleri Temyiz Mahkemesi’nin (11.Bölge) 29 Mayıs 2024 tarihinde verdiği Keener Kararı , finansal piyasalarda aracılık faaliyetleri ve finansal aracı (dealer) tanımı ile ilgili olarak menkul kıymetler kanunlarının yorumlanması ve uygulanmasında önemli çıkarımlar getirdi...
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, Portföy Yönetim Şirketleri’nin (PYŞ) kurucusu oldukları menkul kıymet yatırım fonlarına (Fonlar) ilişkin olarak Sorumlu Yönetim İlkeleri (SYİ) düzenlenmiştir. SYİ’de, Fonlar tarafından yatırım yapılan şirketlere ve portföyde olan varlıklara ilişkin, bu yatırımlardan...
Bilgi, sermaye piyasalarında büyük önem taşır. Deneyimli profesyonellerden yeni katılanlara, yatırımcılar sermaye piyasalarının karmaşıklıklarını anlamak ve kararlarını yönlendirmek için çeşitli kaynaklara başvururlar...
Finans ve hukukun karmaşık ağında, ABD Temyiz Mahkemesi İkinci Dairesi’nin Kirschner v. JP Morgan Chase Bank, N.A. ("Kirschner Kararı") kararı, uluslararası bankacılık düzenlemeleri ile menkul kıymetler hukukunun kesiştiği noktada durur ve sendikasyon kredisi işlemlerinin mekaniğini düzenleyen yasal...
Sürdürülebilirlik bağlantılı türev ürün işlemleri, sürdürülebilirlik ile bağlantılı şekilde değişiklik gösterecek bir nakit akışının türev ürünlere yerleştirilmesi anlamına gelir ve kurumların çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) hedeflerine uyumu belirli performans göstergeleri kullanılarak izlenir...
Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK), anonim ortaklıkların teminat, rehin, ipotek vermesi ve kefil olması (TRİK) bakımından izlemeleri gereken özel bir usul yer almaz. TRİK tesis edilmesine ilişkin işlemler genel hükümlerdeki yetki kurallarına göre belirlenir. Bununla birlikte halka açık şirketlerin faaliyetleri esnasında...
Şirketlerin finansman ihtiyacı ve kurumsallaşma istekleri doğrultusunda halka arz edilen şirket sayısı Türkiye genelinde artış eğilimi göstermektedir. Sermaye Piyasası Kurulu’nun internet sitesinde yayınladığı ilk halka arzlara ilişkin veriler incelendiğinde 2022 yılında 35; 2023 yılında ise Eylül ayı itibariyle 39 adet...
Halka açık olmayan anonim şirketlerin borsanın girişim sermayesi pazarında (“GSP”) işlem görmek üzere sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek paylarının halka arz edilmeksizin nitelikli yatırımcılara satışı Payları Girişim Sermayesi Pazarı’nda İşlem Görecek Ortaklıklara İlişkin Esaslar Tebliği (II-16.3) (“Tebliğ”) ile...
İsviçre Finansal Piyasalar Denetleme Kurumu (“FINMA”), 19 Mart 2023 tarihli kararı ile Credit Suisse’in UBS Group AG (“UBS”) ile birleşmesini onaylarken aynı zamanda Credit Suisse’in ihraç ettiği, toplam değeri yaklaşık 17 milyar İsviçre Frangı’nı bulan ve AT1 olarak anılan ilave ana sermaye tahvillerinin kayıtlardan...
Uzun zamandır beklenen Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“Kurul”) III – 35/A.2 seri numaralı Kitle Fonlaması Tebliği (“Tebliğ”), 27 Ekim 2021 tarihli ve 31641 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi...
Günümüzün önemli yapılandırılmış finansman ürünlerinden biri olan ipotek teminatlı menkul kıymetler, temelini 18.yüzyıl Prusya’sının Pfandbrief’inden alır. Yedi Yıl Savaşı’nın ardından Kral II. Friedrich, mali gücü savaşlar sonucunda yıpranmış toprak sahibi soyluların malvarlıklarındaki likiditeyi artırmak amacı ile...