Milletlerarası Tahkimde Esnek Hukuk Kuralları (Soft Law)
Giriş
Milletlerarası tahkimde esnek hukuk kurallarının (soft law) uygulaması giderek önem kazanmaktadır. Tahkimde taraf bağımsızlığının egemen olması nedeniyle devletler tahkim kanunlarını daha sınırlı bir şekilde düzenleme eğilimindedir. Bu durum kanun koyucuların yanı sıra diğer oyunculara kurallar oluşturabilecekleri yeni bir pazar yaratır. En çok kullanılan esnek hukuk kurallarından bir tanesi UNIDROIT İlkeleridir. Bu ilkelere hakemler uyuşmazlığı çözerken (uyuşmazlığın esasını incelerken) başvurabilir. Diğer taraftan tahkim bir uyuşmazlık çözüm mekanizması olduğundan ve usulü birçok konuyu içerdiğinden, bu usulü konuları kapsayan esnek hukuk kuralları bu hukuk postası makalesinin ana konusunu oluşturur.
Milletlerarası Tahkimde Esnek Hukuk Kuralları Nedir?
Uygulamada genel kabul gören standart bir esnek hukuk kuralı tanımı bulunmaz. Fakat tahkimde uygulanan usule ilişkin esnek hukuk kurallarının[1] (“Kurallar”) özelliklerini ortaya koymak mümkündür. Bu Kuralların temel amacı tahkim kanunlarının yetersiz kaldığı noktalarda uygulamacılara özellikle hakemlere yardım etmek ve yol göstermektir.
Esnek hukuk kuralları kılavuz, kurallar, prensipler, öneriler, rehberler, notlar vb. şekillerde görünüm alabilir. Bu Kurallara verilen isim büyük oranda Kuralların taslağını oluşturan kişilerin bakış açısı, kuralın kullanım şekli ve algısı ile ilgilidir.
Tahkimde sıklıkla başvurulan Kurallar genel olarak Uluslararası Barolar Birliği (“IBA”) gibi tahkim ile ilgili kurumlar tarafından oluşturulur. IBA en çok usule ilişkin esnek kurallar oluşturan kurumlardan biridir. IBA tarafından oluşturulan ve uygulamada sıklıklar kullanılan Kurallar Milletlerarası Tahkimde Delil İkamesi Hakkında IBA Kuralları (“IBA Delil Kuralları”) ile Milletlerarası Tahkimde Çıkar Çatışmasına ilişkin IBA Delil Kuralları’dır.
Kurallar bir devletin iç hukuku değildir ve genellikle tahkim kanunlarında veya kurallarında yer verilmeyen konulara ilişkin düzenlemeler içerir. Bu özelliği sebebiyle uygulamada Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Kurallarının (“MTO Kuralları”) uygulandığı hallerde MTO Kurallarının ışık tutmadığı konularda taraflar ve hakemler IBA Delil Kurallarına başvurur. Başka bir deyişle Kuralların tamamlayıcı bir etkisi vardır. Bu etki aynı zamanda IBA Delil Kurallarının önsöz kısmında da belirtilir “[k]urallar, kurumsal, ad hoc veya milletlerarası tahkimi idare eden diğer kural ve usullerle birlikte kullanılmak üzere tasarlanmışlardır.”
Esnek hukuk kuralları bağlayıcı olmadığından, kanunlardan farklılık gösterir. Kurallar genellikle zorunlu ve bağlayıcı olmayan ve bu sebeple tam hukuki sonuç doğurmayan kurallardır. Bu durum ya Kuralları oluşturan kurumun hukuki ehliyetten yoksun olmasından kaynaklanır ya da kurum veya uygulayan kişiler, Kuralların tam hukuki sonuç doğurmasından çekinebilir.
Kurallar önsözünde veya giriş kısmında niteliğini ve ne şekilde uygulanacağını belirtebilir. IBA Delil Kuralları da önsözünde şu düzenlemeye yer verir: “taraflar ve hakem heyetleri, IBA Delil Kurallarının tamamını veya bir bölümünü, tahkimin başlangıcında veya ondan sonraki herhangi bir aşamada da kabul edebilirler. Ayrıca, Kuralları değiştirebilecekleri gibi, Kuralları kendi usullerini geliştirirken kılavuz olarak da kullanabilirler.” Aynı doğrultuda madde 1(1)’de tarafların veya hakem heyetinin IBA Delil Kurallarının uygulamasına karar verebileceğini düzenler. Tarafların uygulanmasına karar verdiği durumlarda hakemler bu Kuralları uygulamak ile yükümlüdür.
Esnek Hukuk Kurallarının Etkisi
Kurallar tahkim kanunlarının sahip olduğu yetkiye sahip değildir. Doğrudan etkili olacak şekilde mahkemelere yetki sağlamaz[2]. Kuralların herhangi bir yetkiye sahip olması bu yetkinin başka etmenler ile tanınmasına bağlıdır. Genel olarak kabul gören yetki etmeni tarafların anlaşmasıdır. Taraflar tahkim anlaşmalarında Kuralların uygulanmasına karar verdikleri takdirde bu hüküm hakem heyetini hem usul hukuku kapsamında hem de uygulanacak sözleşme hukuku açısından bağlar.
Kuralların uygulanması mahkemeler, tahkim kurumları ve taraflar üzerinde etkiler doğurur. Belirtilmelidir ki tüm bu oyuncular tahkim yeri hukukunun (lex arbitri) öngördüğü asgari standartlara uymakla yükümlüdür. Bu oyuncular Kuralları tahkim yeri hukukunu uygularken rehber olarak kullanabilir fakat Kurallar ile bağlı değildir.
IBA Delil Kurallarının uygulamada ayrı bir yeri vardır; taraflar uygulanmasına karar vermese de hakem heyetleri genellikle IBA Delil Kurallarından faydalanmayı tercih eder[3]. Bu Kuralların uygulanması hakem heyetinin işini kolaylaştıracağı gibi taraflara da hakemlerin adil yargılanma hakkına saygılı hareket edeceğine dair bir güvence sağlar. Domestik unsurlar içeren daha küçük montanlı davalarda detaylı ve karmaşık usul kurallarının uygulanması istenmeyen bir yük oluşturacağından, hakemlerin ve tarafların her olayı kendi özünde incelemeleri ve bu doğrultuda Kuralların uygulanmasına karar vermeleri gerektiği de belirtilmelidir.
IBA Delil Kurallarının mahkemeler üzerindeki etkisi zayıftır. Bazı uygulamacılar bunu delillere ilişkin usulü konuların mahkemelerin önünde adil yargılanma hakkı çerçevesinde görüldüğüne dayandırır. Bir hakem heyetinin IBA Delil Kurallarını uygulayıp uygulamadığı usul kurallarının temel ilkelerine aykırılık olarak değerlendirilmez[4].
Olası Problemler
Uygulamada, tarafların anlaşması olmadan hakemlerin esnek hukuk kurallarının uygulanmasına karar verip veremeyeceği sorgulanır. Bu tür bir uygulama bazı tarafların hakem kararının tenfizine karşı savunma geliştirmesine veya adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini gerekçe göstermesine neden olabilir.
Diğer bir önemli nokta ise bir hakem kararının Kuralların uygulanmasına dayanarak geçerliliğinin sorgulanıp sorgulanamayacağıdır. Başka bir deyişle taraflar hakem heyetinin Kuralları yanlış uyguladığını iddia ederek kararın iptalini isteyebilir mi veya bunu bir tenfiz engeli olarak ileri sürebilir mi? Bu sorunun cevabı uygulanan Kuralların niteliğine göre farklılık gösterebilir.
İsviçre’de, İsviçre Federal Mahkemesi hakemlerin tarafsızlığını veya bağımsızlığını incelediği durumlarda Milletlerarası Tahkimde Çıkar Çatışmasına ilişkin IBA Delil Kurallarına başvurma eğilimindedir. Fakat diğer Kurallara uyulmaması neredeyse hiçbir zaman bir iptal sebebi olarak değerlendirilmez[5].
Sonuç
Usule ilişkin esnek hukuk kuralları milletlerarası tahkim oyuncuları için tahkim çevrelerinde benimsenmesi gereken önemli kaynaklardır. Her ne kadar Kuralların hukuki geçerliliğine, uygulanmasına, kararların tenfizine veya iptaline etkisine ilişkin endişeler bulunsa da, hakemlerin adil ve tarafsız bir yargılama yürütme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla usule ilişkin esnek hukuk kurallarını artan bir oranda uyguladığı görülür. Bu Kuralların uygulanması aynı zamanda tarafların tahkim yargılamasının ne şekilde yürüyeceğini öngörmelerine ve beklenmeyen usulü belirsizlikleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
[1] Favalli, Daniele, An Overview of Existing Para-regulatory Texts (“PRTs”): Analysis, Facts and Figures, ASA Special Series No. 37, p. 1-16; Daniel p.4: “Legal texts covering substantive law aspects may also be regarded as soft law and may, in fact incorporate aspects similar to PRTs when their application is not directly provided for in the contract. These legal texts are not PRTs, but binding provisions, such as the ICC Incoterms, UNIDROIT Principles of International Contracts, and the principles of European contract law”.
[2] Stacher, Macro, The Authority of Para-Regulatory Texts in ASA Special Series No: 37, p. 108.
[3] Kaufmann-Kohler, Gabrielle, Soft Law in International Arbitration: Codification and Normativity, Journal of International Dispute Resolution 2010, p. 14.
[4] Kaufmann-Kohler, p.14.
[5] Gross Balz, Stojiljkovic Mladen, The Challenge of an Arbitral Award on the Basis of a PRT in ASA Special Series No: 37, p.127-138.
Bu makalenin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın bu makale kullanılamaz, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya başka bir suretle yayılamaz. Kaynak gösterilmeksizin veya Erdem & Erdem’in yazılı izni alınmaksızın oluşturulan içerikler takip edilmekte olup, hak ihlalinin tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
Diğer İçerikler
Uluslararası ticari tahkimde verilen hakem kararlarının yabancı ülkelerde hüküm ve sonuç doğurabilmesi için “tanıma” ve “tenfiz” süreçlerinden geçmesi gerekir. Bu süreç hem New York Sözleşmesi hem de Türk hukukunda Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu (“MÖHUK”) hükümleri ile düzenlenmiştir...
Tahkime elverişlilik, belirli bir uyuşmazlık konusunun tahkim yoluyla çözüme elverişli olup olmadığının tespitini ifade eder ve uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözümünde tahkimin temel bir yönünü oluşturur...
Yabancı mahkeme ve hakem kararlarının Türkiye’de tanınması, tenfizi ve hakem kararlarının iptali süreçlerinde kamu düzeni hem teoride hem de uygulamada en kritik denetim ölçütlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Yargıtay kararları, kamu düzeni kavramının kapsamı ve uygulanma biçimine ilişkin içtihadın yönünü...
Bilindiği üzere, itirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve borçlunun icra takibine yaptığı itirazı hükümden düşürmeyi amaçlayan özel bir dava türüdür. Takibin devamını sağlamayı amaçlayan bu dava türünün hukuki niteliği konusunda doktrinde farklı görüşler...
16 Aralık 2024 tarihinde, Londra Uluslararası Tahkim Divanı (“LCIA”) 22 Temmuz 2017 ile 31 Aralık 2022 arasındaki dönemi kapsayan üçüncü grup hakemin reddi talebine ilişkin kararlarını yayımladı. LCIA ayrıca, temel hukuki temaları ve analitik eğilimleri ortaya koyan ayrıntılı bir yorum yayımlamış olup...
Milletlerarası Ticaret Odası (“MTO”), 2023 yılı uyuşmazlık çözümü istatistiklerine ilişkin raporunu (“Rapor”) yayınlayarak uluslararası tahkimin gelişen görünümüne ışık tuttu. İstatistikler, tahkimin birçok farklı sektörde tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm mekanizması olduğunu ve çok çeşitli uyuşmazlıklarda...
Sendikasyon kredileri küresel finansman modelleri arasında önemli bir yere sahiptir. Sadece 2023 yılında ABD’de şirketlere 3.655 adet sendikasyon kredisi sağlanması ve bu kredilerin değerinin 2.4 trilyon dolara ulaşması, Avrupa’da ise söz konusu işlem hacminin 1.186 sendikasyon kredisi ile 679 milyar dolar...
İhtiyati haciz, alacaklının alacağını güvence altına almak amacıyla borçlunun malvarlığına geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz, alacaklıların haklarını koruma altına almak için önemli bir araç olmakla birlikte kötüye kullanılmasının önlenmesi amacıyla Türk Hukukunda belirli ve sıkı şartlara bağlanmıştır...
Tarafların tahkim yolunu seçmesinin en önemli nedenlerinden birisi de hakemlerini özgürce seçebilme olanağıdır. Taraflara tanınan bu özgürlük, tahkimi, tarafların yargılamayı yürütecek hakimleri belirlemek yetkisinden yoksun oldukları, devlet mahkemeleri önündeki yargılamalardan da ayırır...
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 12.10.2022 tarihli kararıyla tahkim anlaşması bulunan uyuşmazlıklarda ihtiyati tedbir kararına itiraz halinde devlet mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verdi...
Uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesine ilişkin irade açıklaması tahkim sözleşmesinin temel kurucu unsurudur. Geçerli bir tahkim sözleşmesinden bahsedilebilmesi için tarafların tahkim iradelerinin ihtilafa yer vermeyecek şekilde ortaya çıkması gerekir...
Hollanda Tahkim Enstitüsü Vakfı (NAI) yeni tahkim kurallarını yayınladı . 1 Mart 2024 itibarıyla yürürlükte olan 2024 NAI Tahkim Kuralları, bu tarih veya sonrasında açılan tahkim yargılamalarında uygulanır. Bu makalede 2024 NAI Tahkim Kuralları ile gelen temel yenilikler ele alınacaktır...
Ticari hayatı dönüştüren internet kendine has uyuşmazlıkları beraberinde getirir. İnternet sitelerine erişimi kolaylaştıran alan adları, kimi zaman bilinçli olarak tanınmış bir markayla karıştırılacak benzerlikte kayıt ettirilir. Marka hakkı sahibi bu gibi kötü niyetli kayıt hallerinde yerel mahkemeye alternatif olarak alan...
ICC Tahkim ve ADR Komisyonu (“Komisyon”), olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve tüm paydaşların ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla alternatif uyuşmazlık çözüm (“ADR”) mekanizmalarına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla yeni bir rehber ve rapor yayımladı. Uyuşmazlıkların Etkin Yönetimi Rehberi, en uygun...
Birleşme ve Devralmalar (“M&A”), şirketlerin veya varlıkların birleşme, devralma, varlık satın alma veya yönetimin devralması gibi çeşitli finansal işlemler yoluyla yeniden yapılandırılmasını ifade eder. Bu Hukuk Postası Makalesi, hakem heyetleri önüne gelen M&A uyuşmazlıklarını ele alır.
Tahkim uygulaması çerçevesinde esasa girme yasağı (revision au fond) mahkemelerin bir hakem kararını incelerken uyuşmazlığın esasına dair bir inceleme yapmayacakları anlamını taşır. Bu yasak en temelde iptal davaları ile tenfiz süreçlerinde karşımıza çıkar. Bir hakem kararına karşı başvurulabilecek tek kanun...
Türk hukukunda taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri haklarla ilgili olarak doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların hakemler tarafından çözülmesi konusunda anlaşma yapabilir. Bununla birlikte, taşınmazın aynına ilişkin haklar ile iflas hukuku, aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar gibi...
4 Eylül 2020 tarihinde, Milletlerarası Ticari Tahkim Konseyi (“ICCA”) çatısı altında bir çalışma grubu “Milletlerarası Tahkimde Fiziki Duruşma Hakkı Mevcut Mudur?” başlıklı bir araştırma projesine başladı. Covid-19 salgını nedeniyle birçok tahkim duruşması çevrimiçi olarak gerçekleştirildi...
Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi, 25 Şubat 2022 tarihinde tahkim kurallarını değiştirdi. 2022 Tahkim Kuralları 2 Mart 2022 tarihinde yayınlandı ve 21 Mart 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Kurallar 21 Mart 2022’den sonra yapılan tahkim davalarına uygulanır, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim...
Achmea’nın AB-içi yatırım uyuşmazlıklarında doğurduğu tartışma katlanarak devam ediyor. Son olarak Paris İstinaf Mahkemesi, Polonya aleyhine sonuçlanan yatırım tahkimlerinde verilen hakem kararlarının Achmea gözetilerek iptaline hükmetti...
Türk hukukunda hakem kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolu, iptal davası olarak düzenlenir. Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği tahkim yargılamalarında 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) uygulama alanı...
Bilindiği üzere Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) bir kararı sonrasında AB-içi uyuşmazlıkların tahkimde görülmesi ve özellikle Enerji Şartı Anlaşması (“EŞA”) altında tahkim konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır...
Şirketler hukukunda tahkim uygulaması tahkime elverişlilik konusu başta gelmek üzere birçok açıdan tartışmalı unsurlar barındırır. Bu uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunun kabul edildiği hukuk sistemlerinde dahi esas sözleşmeye tahkim şartının konulup konulamayacağı...
Yargılama süreçlerine doğrudan etkisi olan teknoloji kullanımındaki büyük artış tahkim için de yararlı oldu. Özellikle dijitalleşme ile tahkim yargılamasının şekli, tarafların gereksinimlerini de dikkate alarak, zaman ve maliyet verimliliğini arttıracak şekilde değişti. Bu doğrultuda ve COVID-19 pandemisine önlem...
Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), 6 Mart 2018 tarihinde oldukça tartışmalı bir karara imza attı.[1] 1991 tarihli Hollanda-Slovakya İkili Yatırım Anlaşması’nda yer alan tahkim klozunun Avrupa Birliği (“AB”) hukukuna aykırılığına hükmedilen Achmea kararı, yatırım tahkiminde uzun soluklu tartışmaları beraberinde...